Aşermek Hakkında! Psikolojik mi, İhtiyaç mı?

Hamilelik, birbirinden farklı, birçok garipliği içeren bir durum! Gariplik diyoruz çünkü bazı hamileler normal hayatta yaşadıkları bazı durumlara karşı normalden çok farklı tepkiler verebiliyorlar. Aslında bu tepkilerin çok büyük bir kısmı hormonlardan kaynaklanıyor. İşte bu garipliklerden biri ve belki en keyiflisi de aşermek!

Herkes hamile kadınların, hamileliklerinin ilk aylarında bazı yiyeceklere aşerdiğini bilir. Hamilelikte görülen bu bazı gıdalara aşırı düşkünlük durumu için herkesin farklı bir yorumu var. Bazı kesimler aşermenin, hamile kadının vücudundaki eksiklerin ortaya çıkması ve faydalı gıdalara talep olarak adlandırır ancak bu teori aşermeyi açıklayacak bir teori değildir. Çünkü bazı hamileler, hayatları boyunca ağzına sigara sürmemiş olsa bile hamilelik döneminde sigaraya oldukça yoğun bir ilgi besleyebiliyorlar. Aşermek için hormonların etkisi yadsınamaz ancak hormonların yoğun olduğu başka herhangi bir durumda böyle bir ilgi ile karşılaşılmıyor. Yine de hormonların etkisi ile annelerin sevdiği gıdalardan tiksinmesi, sevmediği gıdalara ilgisi uyanabiliyor.

Ancak bazı tuhaf isteklere bazı manalar getirilebilir. Örneğin hamile kadının sigara izmaritine, toprak yemeye bir ilgisi uyanırsa, bu durumda demir eksikliğinden bahsedebiliriz. Ancak bu durum, başka zamanlarda da ortaya çıkabilir.

Aşermek, hamileliğin ilk üç ayında çok daha yoğundur. Bu dönem hormonların çok yoğun çalıştığı bir dönemdir. Anne zaten iştahlı ve yemeyi seven birisi ise, çevreden gelen “canın ne isterse ye, sen iki canlısın” lafları da anneyi yemeye teşvik ediyor ve böylece aklına gelen çeşitli gıdalar için bir ilgi uyanmaya başlıyor. Hal böyle olunca da, “acaba benim ya da bebeğimin buna ihtiyacı mı var?” düşüncesine kapılıyor.

Aşerme mevzusu, tam olarak açıklanabilmiş ve kesinliğe kavuşturulmuş bir bilgi değil. Aşerme için en mantıklı açıklama, hormoların etkisi ve bunun getirdiği duygusal dalgalanmaların kadınlar üzerindeki etkisi olarak yapılabilir. Tabi çevremize de biraz nazımız geçsin değil mi? 🙂 Neticede 9 ay sürecek, gariplikler, güzellikler ve birçok bilinmezlikle dolu bir yolculuğa çıkıyoruz. Kışın ortasında bir erik, bir karpuz istemişiz çok mu?